Ankara’da evinin önünde arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 24 Ocak 1993 tarihinde hayatını kaybeden gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, her yıl olduğu gibi bu yıl da Kadıköy’de düzenlenen anlamlı bir programla anıldı. Kadıköy Belediyesi, Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) “Türk Basının Yüz Akı Uğur Mumcu’yu ve Devrim Şehitlerini Anıyoruz” başlıklı anma etkinliğini gerçekleştirdi. Programda gazeteci-yazar Murat Ağırel konuşmacı olarak yer aldı. Dinleyiciler arasında Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, 24. Dönem Eski İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, eski Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, belediye meclis üyeleri, başkan yardımcıları ve çok sayıda Kadıköylü katıldı.
Karanlıkları Aydınlatarak Topluma Yol Gösterdiler
Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, özgürlük ve adalet uğruna yılmadan mücadele eden Uğur Mumcu ve onun şahsında tüm devrim şehitlerini anmak üzere CKM’de toplandıklarını belirtti. Kösedağı, “Bu insanlar, sadece kendi dönemlerinin cesur kahramanları değil, aynı zamanda bugünün dünyasına da ışık tutan ve bizlere anlamlı bir miras bırakan rehberlerdir.” ifadesini kullandı. Mumcu’nun katledilmesinin sadece ailesi ve yakınları için değil, basın özgürlüğü ve demokrasi adına mücadele eden herkes için büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Kösedağı, “Uğur Mumcu’yu hedef alan bu suikast, gazeteciliğin cesaret gerektiren ve ne denli şerefli bir mücadele alanı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.” dedi.
Basın özgürlüğünün yalnızca gazetecilerin değil, aynı zamanda halkın iradesinin ve gerçeğe ulaşma hakkının korunması anlamına geldiğinin altını çizen Kösedağı, konuşmasına şöyle devam etti: “Uğur Mumcu, gazeteciliğin bu demokratik misyonunu sağduyu ve kararlılıkla temsil eden bir isimdi. Onun gazeteciliği, salt haber yapmanın ötesine geçerek adaletsizlikleri, yolsuzlukları ve hukuksuzlukları ortaya çıkaran, toplumun vicdanını yansıtan bir nitelik taşımaktaydı. Kalemiyle doğruları dile getirirken asla siyasi çevrelerin tarafgiri olmamış, sadece etik ilkelerin takipçisi olmuştur.”
“Uğur Mumcu Olmak İstemedim”
Uğur Mumcu’nun kendisi için taşıdığı anlamın büyük olduğunu ifade eden Murat Ağırel, “Gazeteciliğe başlamamın sebebi kendisidir. Aynı zamanda babamla aramdaki çocukluk hatırasıdır. Daha ortaokul çağındayken, babam gazetenin önemli haberlerini ve köşe yazılarını keser, mutlaka okumamı isterdi. Ben Uğur Mumcu’yla böyle tanıştım; babamın kestiği küpürler onun yazılarıydı.” dedi. Ağırel, babasının amcasıyla birlikte Uğur Mumcu’nun vefatı üzerine iki kez gözyaşı dökmesine şahit olduğunu belirtti. “Vefatından sonra Adana’da gıyabında törenler yapıldı, yürüyüşler gerçekleşti. Gök delinircesine yağmur yağmasına rağmen, insanların hiçbir menfaat veya çıkar beklemeden bir gazeteci için nasıl gözyaşı döktüğünü ve ona duyduğu saygıyı gördüm. O gün kendime, ‘Eğer birisi olacaksam, Uğur Mumcu olacağım’ dedim. Gazeteci olacağım demedim; ben Uğur Mumcu olmak istedim.” şeklinde konuştu.
Stuttgart’a Adresi Tespit Etmek İçin Gitti
Mumcu’nun Türkiye’nin en iyi ve değerli araştırmacı gazetecisi olduğunu belirten Ağırel, “Uğur Mumcu, Almanya’daki ‘Kapan’ dosyasını yazdığı zaman bir adres tespit etmek için Almanya Stuttgart’a gidip adresi bulmuştu. Şu anda biz bunu tek bir tuşla dakikalar içerisinde yapabiliyoruz. Bugünkü durumla karşılaştırmamız bile mümkün değil.” dedi. Ağırel, sadece adaletsizliklere, hukuksuzluklara ve yozlaşmalara karşı değil, gazeteciliğin gerçeklik olgusuyla yoğrulması konusunda da mücadele ettiğini belirtti. “Çünkü görünen gerçek ile somut gerçek vardır. Uğur Mumcu, gerçekliği ortaya çıkarmak için çaba gösteriyordu. Bir dosyayı yazarken arka plandaki tüm bağlantıları inceleyip kamuoyunu en doğru şekilde bilgilendiriyordu.” şeklinde konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı