Kaygıyı Azaltmanın Yolları
Modern yaşamın karmaşık ve hızlı temposu, çevremizde kaygıyı artıran birçok etkenin varlığını beraberinde getiriyor. Ancak bu duruma dikkat etmekte fayda var! Kontrol edilemeyen ve aşırı kaygı (anksiyete), bireylerin sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir; tansiyonun yükselmesinden sindirim sorunlarına, bağışıklık sisteminin zayıflamasından depresyona kadar çeşitli sağlık problemlerine yol açabilir. Günümüzde kaygı bozukluğu yaşayan bireylerin sayısının artış gösterdiğini belirten Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Uzman Klinik Psikologu Nida Koca, kaygının hayatımızın doğal bir parçası olduğunu, fakat aşırı ve kontrolsüz hale geldiğinde yaşam konforunu ve sağlığı olumsuz etkilediğini vurguluyor. Koca, bazı basit ama etkili önlemlerle kaygının olumsuz etkilerini azaltmanın mümkün olduğunu ifade ediyor. Ancak başarılı olunamazsa, mutlaka profesyonel destek alınması gerektiğini de ekliyor. İşte kaygıyı azaltmaya yardımcı 9 etkili önlem ve önemli uyarılar:
- Nefes Egzersizleri Yapın
- Beslenme Düzeninizi Gözden Geçirin
- Kas Egzersizleri Yapın
- Yeterli ve Kaliteli Uyuyun
- Düzenli Egzersiz Yapın
- Alkol ve Madde Kullanımından Uzak Durun
- Kafein Tüketiminde Aşırıya Kaçmayın
- Kabuğunuza Çekilmeyin
- Sanatın Özgür Alanından Yararlanın
Nefes egzersizleri, düşüncelerimizi ve duygularımızı olumlu yönde etkilerken, kaygının yol açtığı fiziksel sorunları azaltmada da büyük rol oynar. Uzman Klinik Psikolog Nida Koca, doğru nefes egzersizi için şu önerilerde bulunuyor: “Rahat bir pozisyonda oturun veya uzanın, burnunuzdan derin bir nefes alın. Nefes alırken göğsünüzü değil karnınızı şişirin. Nefesinizi 2-3 saniye tutun ve yavaşça ağzınızdan verin. Nefesinizin tamamen boşaldığından emin olduktan sonra tekrar edin. Bu egzersizi, rahatladığınızı hissedene kadar tekrarlayabilirsiniz. Günde toplam 20 dakika ile 1 saat arasında yapmanız yeterli. İş yerinde, okulda ya da yürüyüş yaparken bile uygulayabilirsiniz.”
Kaygı bozukluğu yaşıyorsanız, aşırı şekerli, yağlı ve fast-food gıdalardan uzak durmalısınız. Dengeli ve yeterli bir beslenme alışkanlığı oluşturmak, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin eksikliğini azaltacak ve kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklardan korunmanıza yardımcı olacaktır.
Kaygı sorunu yaşayan bireylerde sıkça kas ağrıları ve gerginlikler gözlemlenir. Bu tür ağrılar, günlük yaşamın kalitesini düşürür. Uzman Klinik Psikolog Nida Koca, “Gün içinde vücudu rahatlatıcı ve kasları gevşetici kolay kas egzersizleri yaparak fiziksel ve duygusal gerginliği azaltabilirsiniz. Ancak geçmişte kas spazmı veya başka bir kas problemi yaşadıysanız, egzersizlere başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.” diyor.
Uyku ve kaygı bozukluğu arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Kaygı, uyku düzeninizi olumsuz etkilerken, kötü bir uyku düzeni kaygı seviyenizi artırabilir. Uyku hijyenine dikkat etmek (örneğin, uyuduğunuz odanın karanlık ve serin olması, uyumadan en az bir saat önce elektronik cihazlardan uzak durmak) kaygınızı azaltmada etkili olacaktır. Belirli uyku saatleri belirleyerek yeterli uyku aldığınızdan emin olun; bu, uzun vadede yaşamınıza olumlu katkılar sağlayacaktır.
Birçok araştırma, düzenli egzersizin hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara karşı büyük fayda sağladığını göstermektedir. Spor, sadece spor salonlarında uzun saatler geçirmekle sınırlı değil. Haftada en az üç gün, 45’er dakikalık yürüyüşler yaparak kaygınızı azaltabilir, hem fiziksel hem de psikolojik sağlığınızı iyileştirebilirsiniz.
Uzman Klinik Psikolog Nida Koca, “Erken yaşlarda alkol ve madde kullanımı, anksiyete riskini artırır. Kaygılı bireylerin bu maddeleri kullanma amacı, anlık rahatlama sağlamak olabilir; ancak uzun vadede kaygıyı artırır ve bağımlılığa yol açabilir.” açıklamasında bulunuyor.
Kahve ve çay gibi içeceklerdeki kafeinin aşırı tüketiminin kaygıyı artırdığı araştırmalarla kanıtlanmıştır. Yüksek dozda kafein, kalp ritminde hızlanma ve titreme gibi fiziksel semptomları artırarak var olan kaygınızı şiddetlendirebilir. Özellikle kaygı bozukluğu yaşıyorsanız kafein alımınızı sınırlamanız önemlidir.
Hayatın zorlukları karşısında bazen yalnız kalma isteği doğaldır; fakat zor zamanlarda bu durum kaçınma davranışına dönüşebilir. Sosyalleşmek ne kadar zorlayıcı olsa da, ailenizden, partnerinizden veya arkadaşlarınızdan destek almak kaygılarınızı hafifletebilir. Sevdiklerinizle geçirdiğiniz zaman, kaygılarınızı azaltmanıza yardımcı olacaktır.
Duyguları ifade etmenin, fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Sanatı aktif olarak kullanmak, yaratıcılığınızı geliştirirken kaygınızı da azaltabilir. Bol renk içeren resimler yapmak, kaygıyı azaltan müzikler dinlemek, dans etmek veya kil ile yaratıcı projeler gerçekleştirmek, kendinizi daha özgür hissetmenizi sağlayacaktır.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı