İsrail-HAMAS Ateşkes Anlaşması ve Türkiye’nin Rolü

Ateşkese Varılan Sürecin Değerlendirilmesi

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Arslan, ateşkese varan süreci detaylı bir şekilde ele alarak, “Geriye kalan rehinelerin serbest bırakılması, İsrail birliklerinin tamamen geri çekilmesi ve ‘sürdürülebilir barışın yeniden tesis edilmesi’ anlamına gelen ikinci aşamaya ilişkin müzakerelerin, 16. günde başlayacağını belirtti. Üçüncü ve son aşama ise, Gazze’nin yeniden inşasını ve kalan rehinelerin cesetlerinin iadesini kapsıyor. Yeniden inşa süreci ise yıllar alabilir.” dedi.

Doç. Dr. İbrahim Arslan, “Türkiye’nin; ateşkesin bir ve ikinci aşamasından ziyade üçüncü aşamasında, yani Gazze’nin yeniden inşasında sorumluluk üstlenmesi beklenebilir.” şeklinde değerlendirmede bulundu.

İsrail ile HAMAS Arasındaki Ateşkes Anlaşması

İsrail ile HAMAS, Gazze savaşının başlamasından 15 ay sonra ateşkes üzerinde mutabakata vardı. Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı olan Doç. Dr. İbrahim Arslan, ateşkese ulaşan süreci şu şekilde anlattı:

  • 46 bin 800’den fazla Filistinli hayatını kaybetti: HAMAS, Filistin sorununu tekrar dünya gündemine taşıma amacıyla 7 Ekim 2023’te, “Aksa Tufanı” olarak adlandırdığı bir operasyon gerçekleştirdi. Bu operasyonda, yaklaşık bin 200 kişi hayatını kaybetti ve 251 kişi HAMAS tarafından rehine alındı. İsrail, bu operasyona hava bombardımanları ile karşılık vererek, 27 Ekim’den itibaren Gazze’ye yönelik karadan geniş çaplı bir işgal başlattı. HAMAS da, roket saldırılarıyla karşılık verdi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail’in saldırılarında 46 bin 800’den fazla Filistinli yaşamını yitirdi.

Üç Aşamalı Plan ve Ateşkesin Sağlanması

Doç. Dr. Arslan, taraflar arasındaki çatışmaların durdurulması amacıyla, 21 Kasım 2023’te ABD, Mısır ve Katar’ın katılımıyla bir girişim başlatıldığını hatırlatarak, bu girişim sonucunda sağlanan bir haftalık ateşkeste, HAMAS’ın 105 rehine bıraktığını, bunun karşılığında İsrail’in 240 Filistinliyi serbest bıraktığını belirtti. Ancak, taraflar daha sonra ateşkesi ihlal ettiklerine dair birbirlerini suçladılar. Bu süreçte, ABD Başkanı Joe Biden, 31 Mayıs 2024’te ateşkesin sağlanması ve rehinelerin takasını öngören üç aşamalı bir plan önerdi. BM Güvenlik Konseyi, 10 Haziran 2024’te bu planı destekledi. Ancak, 31 Temmuz 2024’te HAMAS’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da öldürülmesi, görüşmeleri askıya aldı.

Anlaşmanın Yürürlüğe Girmesi

Doç. Dr. Arslan, “Karşılıklı güvensizliğin en üst seviyeye çıktığı bir dönemde, ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın, 2 Aralık 2024’te yaptığı açıklama ile dikkatleri üzerine çekti. Trump, göreve başlayacağı 20 Ocak 2025’e kadar taraflar arasında bir anlaşma sağlanmazsa Ortadoğu’da cehennemi yaşatacağına dair uyarılarda bulundu.” dedi. Trump’ın açıklamasından 42 gün sonra, 13 Ocak 2025’te, Biden ve İsrail Başbakanı Netanyahu arasındaki telefon görüşmesi sonucunda, ABD Dışişleri Bakanı Blinken, anlaşmaya çok yakın olunduğunu duyurdu. Sonrasında, HAMAS ve İsrail arasında ateşkese yönelik uzlaşma sağlandığı, 15 Ocak 2025’te Katar Başbakanı ve ABD Başkanı tarafından dünya kamuoyuna açıklandı. Anlaşma, 19 Ocak saat 08:30’dan itibaren yürürlüğe girdi.

İlk Aşama ve Detayları

Doç. Dr. Arslan, İsrail ve HAMAS arasında imzalanan anlaşmanın üç aşamadan oluştuğunu ifade ederek, “Altı hafta sürecek ilk aşamada; HAMAS tarafından Gazze’de tutulan 33 İsrailli rehine karşılığında, 7 Ekim 2023’ten sonra tutuklanan bin 900’den fazla Filistinli serbest bırakılacak. Anlaşmanın 7. gününde, toplam 7 İsrailli esirin serbest bırakılmasının ardından, İsrail ordusu Gazze’den çekilmeye başlayacak. Ayrıca, Gazze’ye günde 600 kamyon insani yardım girişi sağlanacak.” dedi.

Trump’ın Açıklamaları ve Anlaşmanın Önemi

İlk aşamada serbest bırakılacak rehineler arasında sivil kadınlar, çocuklar ve yaşlıların olmasının beklendiğini belirten Arslan, “Biden, ateşkes planının detaylarını Mayıs 2024’te paylaştı ve ardından BM Güvenlik Konseyi tarafından oybirliğiyle kabul edildi. Trump’ın ‘rehine anlaşması sağlandı’ mesajı, anlaşmaya verilen önemi gösteriyor.” dedi.

Ortadoğu’da Yeni Bir Dönem

Doç. Dr. Arslan, “İsrail ve HAMAS temsilcileri, Paris, Kahire ve Doha’da müzakereleri yürüttüler. Bu süreçte ABD’nin etkili olduğu görülmektedir. Anlaşmanın öncesinde yaşanan gelişmeler, İsrail’in bölgedeki güvenliğinin güçlendiğini ve Ortadoğu’da yeni bir dönemin başladığını göstermektedir.” şeklinde konuştu.

Kalıcı Barışın Sağlanması

Netanyahu’nun, Aksa Tufanı sonrasında ‘Hamas’ı yok etme’ amacını belirttiğini belirten Arslan, “İsrail’in uyguladığı şiddet, uluslararası hukuku ihlal etmekle kalmayıp Filistinlilerin aralarındaki düşmanlığı da derinleştirdi. Ateşkes sürecinde yaşanacak aksamalar, İsrail’in şiddete geri dönmesine neden olabilir.” dedi.

Türkiye’nin Rolü

Doç. Dr. Arslan, “Ateşkes sürecinde ABD, Mısır ve Katar’ın etkili olduğu biliniyor. Türkiye’nin, Gazze’nin yeniden inşa sürecinde sorumluluk üstlenmesi beklenebilir. Ayrıca Türkiye, Filistinlileri iknaya yönelik çaba göstermelidir.” dedi.

Gelişmelere Bütüncül Bakış

Türkiye’nin bölgedeki barış sürecine katkı sunabileceğini ifade eden Arslan, “Gelişmeler, barışın sürdürülebilmesi halinde, İsrail’in Körfez ülkeleriyle imzaladığı 2020 tarihli İbrahim Anlaşmaları’nın yeniden canlanacağını gösteriyor. Türkiye, bölgesel bir anlaşma önerisinde bulunarak, barış içinde bir yaşam ortamı sağlayabilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir