Ege Üniversitesi Rektörü ve Ziraat, Orman ve Su Ürünleri Eğitim Konseyi Başkanı Prof. Dr. Necdet Budak, Türkiye’de tarımsal öğretimin başlamasının 179. yıl dönümü dolayısıyla Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) tarafından düzenlenen Tarım Bayramı etkinliğinde önemli bir konferans verdi. Malatya’daki ziyaretleri sırasında, Malatya Valisi Seddar Yavuz ve İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat’ı makamlarında ziyaret eden Rektör Budak, ayrıca merhum sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a ait fotoğrafların ve kişisel eşyaların sergilendiği “Turgut Özal Müzesi”ni de gezerek incelemelerde bulundu.
MTÜ Battalgazi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Tarım Bayramı” etkinliğine katılan Rektör Prof. Dr. Budak, tarımın önemine vurgu yaptığı bir sunum gerçekleştirdi. Programa; MTÜ Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlkin Şengün, Malatya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, Malatya İl Protokolü, MTÜ Ziraat Fakültesi üst yönetimi, üniversite personeli ve öğrenciler katıldı.
Tarımın Temel Unsurları: Toprak, Su ve Tohum
Etkinlikte “Tarıma Genel Bakış” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Budak, “Tarımın yapılabilmesi için en önemli unsurlar toprak, su ve tohumdur. Ülkemiz, toprak verimliliği açısından orta verimli bir toprak yapısına sahiptir. Düşünüldüğü gibi toprak yapısı zengin bir ülke değildir. İnsanlık tarihinin en önemli buluşu olan tarımsal üretim, ilk kez Anadolu topraklarında gerçekleşmiştir. Yani toprak yapımız, sabanla ve pullukla işlenen topraklardan oluşmaktadır. Ziraat Fakülteleri başta olmak üzere Tarım Bakanlığı, TAGEM Genel Müdürlüğü gibi birçok birim, ülkemiz toprağının ıslahına yönelik çok sayıda Ar-Ge projeleri yürütmektedir. Daha ileri boyutta, ülkemizdeki toprakla tarım sektörü ile birlikte bilimsel üretim de gerçekleştirilmektedir” dedi.
Suyun Tarımdaki Kritik Rolü
Prof. Dr. Budak, suyun tarımdaki önemine değinerek, “Bitkisel üretim için su, en vazgeçilmez unsurdur. Ülkemiz tarımsal üretimini etkileyen su faktörü, yıllık bazda düşen yağış miktarı ile yakın ilişkilidir. Ülkemizdeki yağış rejimi düzensiz olduğu için su zengini bir ülke değiliz. Türkiye, 12. Kalkınma Planı dahil bugüne kadar Cumhuriyet tarihinde yapılan kalkınma planlarında tarımsal kalkınmayı en çok etkileyen su sıkıntısını aşabilmek için Devlet Su İşleri’ne ve yatırımlarına her zaman özel bir önem vermiştir. Yapılan çalışmalarla Türkiye’de sulanabilir alan miktarı yüzde 81,9’a çıkmıştır” ifadesini kullandı.
Tohumun Stratejik Önemi
“Tohum, uluslararası arenada stratejik bir üründür” diyen Prof. Dr. Budak, “Tohum konusunda ülkemizde Tarım Bakanlığı ve üniversitelerimizin ziraat fakülteleri, bitki ıslahı ve genetik alanlarında birçok Ar-Ge projeleri yürütmektedir. Türkiye, tohum anlamında ciddi bir mesafe kat etmiştir. Özellikle buğday, çeltik, patates ve mısır gibi stratejik ürünlerin tohum ıslahı konusunda yeterli bir seviyeye ulaşılmıştır” şeklinde konuştu.
İklim Değişikliği ve Tarım
Tarımda iklim değişikliğinin önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Budak, “İklim değişikliği, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda ve ülkemiz 12. Kalkınma Planı’nda ciddi bir şekilde yer alan bir durumdur. Tarım, insanın kontrol edemediği su, toprak ve çevresel iklim değişikliği gibi konular nedeniyle tarımsal üretimden uzaklaşma riski taşımaktadır. Küresel iklim değişikliği başta olmak üzere çeşitli kısıtlar nedeniyle insanlar dijitalleşen, şehirleşen ve bilgi teknolojilerinin hızla geliştiği çağda çiftçilikten uzaklaşmaktadır. Ülkemizde çiftçilerin yaş ortalaması 55’tir. Genç nüfusun çiftçilikten uzaklaşması, bu sorunları daha da derinleştirmektedir. Ancak tüm bu zorluklara rağmen devletler, vatandaşlarının gıda güvenliğini sağlamak ve yüksek kaliteli gıdaya erişim imkanı sunmak adına tarım politikalarına özel önem vermektedir. Bu bağlamda Tarım Bakanlığı, birçok destekleme politikasıyla çiftçileri desteklemektedir” dedi.
Dünya Nüfusunun Sağlıklı Beslenmesi ve Tarımsal Üretim
“Dünya nüfusunun sağlıklı beslenmesi tarımsal üretime bağlıdır” diyen Prof. Dr. Budak, “Artan dünya nüfusunun sağlıklı ve dengeli beslenmesi, tarımsal üretime dayanmaktadır. Bir yandan 1 milyon insan obezite ile mücadele ederken, diğer yandan açlıkla mücadele eden kesimler mevcuttur. Bu nedenle FAO gibi uluslararası kuruluşlar, dünya genelinde tarımın gelişimi ve insanların sağlıklı gıdaya ulaşması için çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Özellikle Covid pandemisinden sonra zengin aileler, gıda harcamalarına daha fazla bütçe ayırmaya başlamıştır. Dünyanın en zengin bireyleri toprak ve tarım yatırımlarına yönelmektedir. Sağlıklı gıda talebi her geçen gün artmakta ve hem zengin hem de yoksul kesimlerde kırsalda yaşama isteği artmaktadır” şeklinde konuştu.
Koruyucu Hekimlik ve Tarım
Sağlık ve tarım ilişkisine de dikkat çeken Prof. Dr. Budak, “İnsan ömrünün uzamasında sağlık hizmetlerinin büyük bir önemi vardır. Ancak bu hizmetlerin maliyeti, devletler için önemli bir gider kalemi oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkeler, sağlık harcamalarını azaltmak için tarım politikalarına özel bir önem atfetmektedirler. Tarladan, bahçeden, ahırdan sofraya kadar uzanan süreçte doğru ilaçlama, gübreleme, depolama ve pişirme gibi uygulamalarla bilinçli bir toplum oluşturmak, sağlık harcamalarını azaltacaktır. Koruyucu hekimlik, tarım ve gıdadan geçer. Bu politikanın doğru yöntemi, insan sağlığını tehdit eden tarımsal uygulamaları denetlemek ve doğru yöntemleri üreticilere sunarak desteklemekten geçmektedir. Ülkemiz, Anadolu’nun makro ve mikro iklimleri ile her bir köşesi ayrı bir değer taşımaktadır. Toprağı, suyu ve tohumu ile bu değerlerin kıymetini bilmeliyiz” dedi.
Topraklarımızın Değeri
“Topraklarımızın kıymetini bilelim” çağrısında bulunan Prof. Dr. Budak, “Sanayi devrimi, bilgi çağı, yapay zeka çağı gibi pek çok alan, ekonomik kazanç anlamında tarımın önüne geçmiş durumdadır. Ancak gıda ve tarımın, insan ve ülke için ne denli stratejik olduğunu asla unutmamalıyız. Bilgiye dayalı üretim olmadığı sürece uluslararası rekabette başarı elde edemeyiz. Toprak olmadan bitki, bitki olmadan hayvan, hayvan olmadan gıda üretilemez. Topraklarımızın değerini bilmeliyiz. Toprak politikalarını yerelden genele hazırlamak için akademik gücümüz, üniversitelerimiz ve insan kaynağımız mevcuttur. Bugün geçmişimizi unutmadan, bilimin ışığında çalışarak 85 milyon insan için daha güçlü bir ekonomi yaratma potansiyeline sahibiz. Sözlerime son verirken, programa davet eden MTÜ Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli başta olmak üzere MTÜ Ziraat Fakültesi’ne teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
Etkinlik sonunda MTÜ Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, günün anlamına istinaden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’a hediye takdim etti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı