Sevgililer Günü’nde Dijital İlişkilerde Gizlilik ve Güven
Sevgililer Günü münasebetiyle Kaspersky’nin gizlilik uzmanları, dijital ilişkilerde özen ve kontrol arasındaki ince çizgiye dikkat çekiyor. Kaspersky’nin gerçekleştirdiği bir araştırma, katılımcıların neredeyse yarısının (%47) partnerlerinin dijital gizliliklerini ihlal etme riski konusunda endişe duyduğunu ortaya koyuyor.
Bireylerin bu tehlike işaretlerini fark etmeleri, sağlıklı çevrimiçi sınırlar belirlemeleri ve güven inşa etmeleri adına destek sunarak, çiftlerin saygı, güvenlik ve gerçek dijital özgürlük temelinde ilişkiler kurmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz.
Modern ilişkilerde, dijital alanlarda ilgi ve kontrol arasındaki sınır oldukça karmaşık bir hale gelebiliyor. Takip (stalking) kavramı, özellikle çevrimiçi izleme, çoğu zaman aşırı ilgi veya endişenin bir yansıması olarak yanlış anlaşılıyor. Ancak bu yanlış anlama, mesajları izlemek, konumları takip etmek veya hesaplara izinsiz erişim sağlamak gibi davranışların kontrol edici ve potansiyel olarak zararlı hale gelebileceği gerçeğini göz ardı ediyor. Kaspersky’nin bulgularına göre, katılımcıların %23’ü yakın zamanda flört ettikleri birinin çevrimiçi taciziyle karşılaşmış. Bu durum, dijital araçların ilgi ve kontrol arasındaki çizgiyi ne kadar kolayca bulanıklaştırabileceğini gösteriyor. Teknoloji, güven inşa etmek için yeni yollar sunarken, ilişkilerde mahremiyet ve kişisel alan hakkında önemli soruları da gündeme getiriyor.
- Şifreleri Paylaşmaya Karşı Erişim Talep Etme
Güvene dayalı bir ilişkide, dijital gizliliğe değer verilmelidir ve şifreleri paylaşma kararı tamamen gönüllü bir süreç olmalıdır. Bazı çiftler, pratik nedenlerle (yayın hizmetleri, ortak programlar veya acil durum kişileri gibi) giriş bilgilerini paylaşmayı tercih edebilir. Ancak bu paylaşım asla bir zorunluluk veya sadakat testi olmamalıdır. Katılımcıların %51’i partnerlerine telefonlarına tam erişim izni verme konusunda kendilerini güvende hissederken, %18’i bu erişimi hiç paylaşmamayı tercih ediyor. Ancak kontrolcü bir partner, erişim elde etmek için manipülasyon ve zorlama yöntemlerine başvurabilir. Örneğin, “Saklayacak bir şeyin yoksa neden şifreni benimle paylaşmıyorsun?” gibi sözlerle şifreleri bir kontrol aracı haline getirebilir. Gerçek bir özen, dijital sınırları ihlal etmeden, saygı göstermek anlamına gelir.
- Konum Paylaşımına Karşı Gizli İzleme
Bir ilişkide konum paylaşımı, partnerin eve güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlamak veya buluşmaları planlamak için karşılıklı bir karar olabilir. Ancak sağlıklı bir ilişkide bu her zaman isteğe bağlı ve rızaya dayalı olmalıdır. Eğer konum takibi zorunlu, takıntılı veya gizli hale gelirse, bu durum takip ve kontrole dönüşür. Örneğin, bir partnerin konum güncellemelerini takıntılı bir şekilde izlemesi ve herhangi bir sapmayı sorgulaması, ilişkiyi sağlıksız bir hale getirebilir. Kaspersky’nin raporuna göre, katılımcıların %10’u konumlarının izinsiz olarak takip edildiğini ve %7’si cihazlarına gizlice takip yazılımı yüklendiğini bildirmiştir. En endişe verici davranışlardan biri, AirTag’ler, GPS uygulamaları ve diğer izleme araçlarını izinsiz takip için kullanmaktır; bu durum gizliliğin açık bir ihlalidir.
- Dijital Yollarla Desteklemeye Karşı Gaslighting
Sağlıklı bir ilişkide dijital iletişim, bağlantı ve destek sağlarken güven inşa eder. Ancak dijital yollarla gaslighting uygulamak, psikolojik manipülasyonun sinsi bir biçimidir. Bir partnerin, diğerinin algılarını sorgulamasına neden olmak amacıyla teknolojiyi kullanarak gerçekliği çarpıtması, ciddi bir sorun teşkil eder. Kaspersky raporu, katılımcıların %39’unun mevcut veya önceki bir partnerden dijital yollarla şiddet veya istismar gördüğünü ortaya koyuyor. Manipülatif bir partner, izlerini gizlemek için mesajları silebilir, anlatıları çarpıtmak için ekran görüntülerini düzenleyebilir veya belirli metinlerin gönderildiğini inkar edebilir. Yüzleştirildiklerinde ise, “Ben böyle bir şey demedim. Sohbetimizi kontrol et, hayal görüyorsun” diyebilirler. Bu tür davranışlar, mağdurun kendi hafızasına ve yargılarına olan güvenini zedeler.
- Güvenliği İstismar Etmeye Karşı Güvenliği Teşvik Etmek
Sağlıklı bir partner, dijital güvenliğinizi ve bağımsızlığınızı destekler. Size şifrelerinizi güncellemenizi, iki faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirmenizi veya koruma amaçlı şifreli mesajlaşma kullanmanızı önerir. Bu yaklaşım, sizin güvenliğinizi sağlamak içindir; kontrol etmek amacıyla değil. Kontrolcü kişiler, hesaplarınıza izinsiz girerek, şifrelerinizi tahmin ederek veya takip yazılımları yükleyerek güveninizi istismar edebilirler. Bu tür yazılımlar, kurbanın bilgisi olmadan mesajları görmelerine, aramaları takip etmelerine ve hatta cihazların kamera ve mikrofonlarını uzaktan etkinleştirmelerine olanak tanır. Kontrolcü partnerler, “Sana bir şey olması durumunda şifrelerine ihtiyacım var” veya “Bu uygulamayı yüklememe izin ver, böylece acil bir durumda seni her zaman bulabilirim” diyerek baskı yapabilirler. Aslında bu uygulamalar, koruma değil, izleme amaçlı kullanılmaktadır. Katılımcıların %12’si partnerlerinin telefonlarına izleme yazılımları yüklediğini itiraf ederken, %10’u bir izleme uygulaması yüklemeleri için baskı altında hissettiklerini belirterek dijital araçların ilişkilerde nasıl bir kontrol aracı olarak kullanılabileceğini gözler önüne seriyor.
Kaspersky gizlilik uzmanı Anna Larkina, şu açıklamayı yapıyor: “Bu Sevgililer Günü’nde çiftleri sağlıklı dijital sınırlar belirlemeye teşvik ederek, teknolojinin bir manipülasyon aracı olmaktan çıkarıp ilişkileri güçlendirmesini istiyoruz. Sevgi dolu bir partner, gizliliğinize her zaman saygı gösterecek; güvenliği istismar etmeden teşvik edecek ve çevrimiçi varlığınızı kontrol etmeyecek birisi olmalıdır. Eğer aşk, dijital özgürlükten feragat etmeyi gerektiriyorsa, bu aşk değil, tacizdir.”
Kaspersky, dijital şiddeti ve teknoloji destekli istismarı ele alma konusundaki çabalarına sürekli olarak öncülük ediyor. Şirket, 2019 yılında Android uygulamasında casus yazılım koruması sunarak kullanıcılarına takipçi yazılımlara karşı güçlü bir savunma mekanizması sunan ilk firmalardan biri oldu. Aynı yıl Kaspersky, izinsiz yazılımlarla mücadele etmek ve dijital istismar konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla özel BT şirketleri, STK’lar, araştırma kuruluşları ve kolluk kuvvetlerini bir araya getiren Coalition Against Stalkerware (Stalkerware ile Mücadele Koalisyonu) adlı oluşumu kurdu. On paydaşla başlayan bu süreç, beş yıldır siber tacizle mücadele etmek ve mağdurları desteklemek için birlikte çalışan 40’tan fazla kuruluştan oluşan bir ağa dönüştü.
Kaspersky, 2024 yılında psikologları ve takip mağdurlarını bir araya getiren yeni bir girişim olan Takip Karşıtı Farkındalık Kılavuzunu başlattı. Birden fazla disiplinin uzmanlığını bir araya getiren bu kılavuz, kullanıcıların yalnızca ısrarlı takip belirtilerini tespit etmelerine ve koruyucu önlemler almalarına yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda mağdurların seslerini yükselterek diğerlerine güvenlik ve kontrol duygularını geri kazanmaları için ilham veriyor.
Kaspersky, hem çevrimiçi hem de çevrimdışı takip ile mücadele konusundaki kararlılığını sürdürerek, kısa süre önce Android uygulamalarında Who’s Spying on Me özelliğini tanıttı. Bu yenilik, yalnızca takip yazılımlarını tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda çevrimdışı takip için kullanılabilecek şüpheli Bluetooth cihazlarını da belirliyor. Kaspersky, koruyucu yeteneklerini genişleterek bireylerin güvenlik ve gizliliklerini kontrol altına almalarını sağlamak için çalışmalarına devam ediyor. Daha fazla bilgi için resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı