Görüntülü Haber Yayıncılığında Etik ve Duyarlılık

Görüntülü haber yayıncılığı, deneyimli ve profesyonel bir ekibi gerektiren bir alan olarak büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Uzmanlar, bu alanda çalışan kişilerin, tekrarlayan travmatik görüntülerin toplum üzerindeki olumsuz etkilerini göz önünde bulundurmaları gerektiğini ifade ediyorlar. Özellikle yangınlar, uçak kazaları gibi trajik olaylar sonrasında sürekli olarak yayınlanan görüntülerin, medyada haber içeriği üreticilerinin empati yoksunluğu ile panik düğmesine basmalarına neden olabileceği uyarısında bulunuyorlar.

Üsküdar Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Esennur Sirer, bu tür olayların medyadaki yansımalarına dikkat çekerek, görüntülerin sorumlu bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı. Sirer, “Bir trajedinin görüntülerini daha fazla izlenme amacıyla kullanmak, öğrenilmiş çaresizliktir. Haberlerin amacı, insanları bilgilendirmek ve duygularını sömürmek değil, anlamlandırmalarına yardımcı olmaktır” dedi.

Deneyimli Personelin Önemi

Doç. Dr. Esennur Sirer, görüntülü haber yayıncılığında deneyimli personelin önemine değinirken, bu alandaki medya organlarının kamu yararını gözetirken etik sorumluluklarını da dikkate alarak görevlerini yerine getirmeleri gerektiğini belirtti. “Bu alanda çalışan profesyoneller, tekrarlayan travmatik görüntülerin toplum psikolojisi üzerindeki olumsuz etkilerini göz önünde bulundurmalıdır” diye ekledi.

  • Yayınlanan görüntülerde halkın haber alma özgürlüğü engellenmemelidir.
  • Olay mahallini gösterecek genel görüntüler önem kazanmalıdır.
  • Yakın plan yaralanan kişilerin görüntüleri, özellikle çocukların görüntüleri mümkünse kullanılmamalıdır.
  • Eğer gösteriliyorsa, blurlama gibi gizleme yöntemleri kullanılmalıdır.
  • Yazı, grafik ve simülasyon gibi alternatif bilgilendirme yöntemleri tercih edilmelidir.

Bu denge, medyanın bilgilendirme görevini yerine getirirken toplumsal duyarlılığa özen göstermesi açısından kritik bir öneme sahiptir.

Rahatsız Edici İçeriklerin Kullanımı

Haber yayınlarında gerçekleri yansıtma amacı ile izleyiciyi rahatsız edici görüntülerden koruma arasında bir denge gözetmenin medya organlarının etik ve profesyonel sorumluluğu olduğunu dile getiren Dr. Sirer, “Rahatsız edici içeriklerin gerekli olmayan haller dışında kullanılmaması, eğer kullanılıyorsa da izin alınarak ve gereksiz detaylardan arındırılarak gösterilmesi önemlidir” dedi. Ayrıca, rahatsız edici içeriklerin yerine grafik, animasyon ve simülasyon görsellerinin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı.

Travmatik İçeriklerin Tekrarı ve Toplumsal Etkileri

Travmatik içeriklerin sürekli tekrarının, bireylerde olayın etkisinin daha büyük olduğu algısını güçlendirebileceğini ve bu durumun toplumsal huzursuzluğu artırabileceğini belirten Doç. Dr. Sirer, “Aksi takdirde sürekli maruz kalma, bireylerde duygusal yorgunluğa ve olaylara karşı duyarsızlaşmaya yol açabilir” dedi. Medya organlarının, toplumsal kaygıları beslemek yerine bilgilendirme görevini dengeli bir şekilde yerine getirmesi, sorumlu bir davranış olarak beklenmektedir.

Uçak Kazaları Görüntüleri Üzerine Düşünceler

Son zamanlarda yaşanan yangınlar ve peş peşe gelen uçak kazalarının ardından medyada düşen uçak görüntülerinin sürekli yer almasının, Hollywood filmlerindeki mizanseni andırdığını ifade eden Doç. Dr. Sirer, “Bir trajedinin görüntülerini daha fazla izlenme amacıyla kullanmak, öğrenilmiş çaresizliktir. Bu yaklaşım, olayın acısını yaşayan mağdurlara saygısızlık olmanın yanı sıra, trajediyi ticari bir malzeme haline getirmek anlamına gelir” dedi.

Sirer, medya kuruluşlarının bu tür olayları reyting uğruna dramatize etmek yerine, duyarlılıkla ve profesyonel bir yaklaşımla ele alması gerektiğini vurgulayarak, “Bireyler acılarının sömürüldüğünü hissederse, medyaya olan güvenlerini kaybeder. Bu, toplumsal bağlamda medyanın gözden düşmesine neden olur” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir